31 Mart 2012 Cumartesi

Yaratıcın seni yeni bir "bugün"le önemsiyor...

Bugün güneş Senin için doğdu.
Gün senin için özel olarak gönderildi.
Pencerenden uzanan sıcacık ve tazecik gün ışıkları,
"Sen mühimsin" mesajını getiriyor sana.
Yaratıcın seni yeni bir "bugün"le önemsiyor.

Varlığımızı hissetmeyiz çoğu kez. Varedildiğimizi sık sık unuturuz.
"Sıradan" günlerin içinde "olağan" sıkıntıların kıskacında,
"günübirlik" telaşların girdabında adeta sürüklenerek dahil oluruz günün içine.

Varedenin varlığımızın her zerresinde her an sürdürdüğü eşsiz dokunuşa köreliriz.

Tıpkı üzerinde yıllar boyu oturup dilendiği sandığın kapağını kaldırmayı aklına getiremeyen dilenci gibiyiz.
İçi mücevher dolu bir sandık var yanımızda, ancak dönüp bakmadığımız için yoksul belliyoruz kendimizi, boş sanıyoruz sandığı.

Bu sabah aynaya baktığında göreceğin yüz ne kadar tanıdıksa, o kadar da farklıdır.Senin yüzün yeryüzünde geçmiş ve gelecek bütün yüzlerden farklıdır.Sana özeldir, bir tek senin içindir. Bu sabah aynada, ayrı ve özel olarak yaratıldığını ve ayrıcalıklı "bir"i olduğunu gördün.

Şimdi yüzününün tüm detaylarında varedildiğini seyret.
Gözlerinin görmek üzere sana özel verildiğini gör.
Kulaklarının işitmek üzere sana verildiğini duy.
Ağzının seni konuşturmak üzere sırf sana verildiğini söyle.
Burnunun yalnız sen koklayasın ve nefes alasın diye sana verildiğinin kokusunu al.

İki dudağın arasında kıvranıp saklanan sade ve içten bir tebessümün Varedenin doğrudan sana lütfu olduğunu fısılda.
Varedenin, tenindeki sıcacık ve tanıdık yaratış dokunuşlarını duyumsa. Nabızlarında O'nun hayat verişine dokun.
Şimdi burada olduğunu duyumsa, Vareden'in emriyle"Ol!"durulduğunu bil; varedildiğini, bugüne gönderildiğini, bugünün gönderildiğini anımsa.

Bugün bi'tanedir.

Sen bi'tanesin.

Ve sen başkasın.

Unutma! Sandığının içinde sandığından fazlası var...

30 Mart 2012 Cuma

SEN HANGİSİSİN....?



Öyle kişiler vardır ki hangi alanda olursa olsun, mutluluğa ermiş bir rakibi ile karşılaştıkları zaman, onda olan bütün iyi şeylere sırt çevirir, sadece onun kötü şeylerini görürler...

Ama, öyle kişiler de vardır ki, tam tersine, bu mutlu rakipte, her şeyden çok, kendilerini yenilgiye uğratan üstünlüklerini bulmak ister ve gönülleri yana yana, onda sadece iyi şeyler ararlar.

TOLSTOY

26 Mart 2012 Pazartesi

İnsanın değeri nedir?

''İnsanın değeri nedir?" sorusuna Mevlana'nın verdiği cevap, kısa, ama çok derindir:  "Aradığı Şeydir...!''

25 Mart 2012 Pazar

Benim içiMdeki Tanrı, senin içindeki Tanrı’yı selamlar…Seni ve kendimi affediyorum….♥

BAĞIŞLAMAK diğer adıyla AFFETMEK, senin kendi zihinsel iyileşmen için gereklidir. Kişiyi


gördüğünde ona karşı artık bir şey hissetmiyorsan bağışlamışsındır. Geçmişteki bir sorundan


kaynaklanan herhangi bir yarana dokunduğunda acımıyorsa, bil ki gerçekten AFFETMİŞSİN


demektir… 

Eğer bu satırları okuyup hala, ama ben affedemiyorum diyorsan, sana küçük bir öneri… Sen


 ve affedemediğin kişi Yüce Yaradan tarafından yaratıldınız, ikiniz de kutsal varlıklarsınız…


Aranızda ne geçerse geçsin ön plana sevgiyi çıkarın, öfkenizi değil… Öfke kalpte sevgiyi


 barındırmaz.

Hep hatırla SEN SEVGİYLE YARATILDIN…♥

Sadece ellerini kalbinin üzerine koy ve de ki:

Benim içiMdeki Tanrı, senin içindeki Tanrı’yı selamlar…
Seni ve kendimi affediyorum….♥

Filiz Altıntaş
27 Şubat 2012

❤✿•♫♪•*"*•.❤ ♥ G ♥ Ü ♥ N ♥ A ♥ Y ♥ D ♥ I ♥ N ♥ ❤✿•♫♪•*"*•.❤

❤✿♫♪•*"*•. G Ü N A Y D I N ❤✿♫♪•*"*•.

Kara bulutları kaldıralım aradan
♪♫♪♫ ♪♫ Volume: 100 % :)))

Hadi şu dakika dağılsın başının üzerindeki bulutlar ve GÜNEŞ senin için doğsun bu sabah, sadece senin için!!! ;))


AravermedenseviyoruMsenibenihepimiziiiii ! ! !
:)

Bırakmayı öğren

"Bırakmayı öğren... Mutluluğun anahtarı budur..."  GAUTAMA BUDDHA

LAİKLİK; adam olmaktır!... Mustafa Kemal ATATÜRK

İnsan Olmak

Başkalarının mutluluğundan da,
kendin kadar haz duymayı öğrendiğinde,
işte o zaman tastamam olacaksın...
İnsan OLmanın manası budur çünkü...

Filiz Altıntaş

Sevgili Dost bugün sevdiklerine onları sevdiğini söyledin mi?

Biliyor musunuz insanın kendisini iyi ve mutlu hissetmesinden daha önemli bir şey yok

dünyada..


Ve ne kadar daha iyi hissedersem o kadar muhteşem görünmekte hayat gözlerime,

derinliğime…


Ne kadar iyi hissedersem o kadar sevgi dolar/taşar/coşarım, yayılır gönlümden her yere,

herkese, tüm evrene…


Ne kadar çok sevgi iletirsem o kadar çok mutlu insanlar olur çevremde, gönlümde, ruhumda,


tümmm dünyamda…


Sevgili Dost bugün sevdiklerine onları sevdiğini söyledin mi?

İlk ben başlayayım o halde söylemediysen ya da söylenmediyse sana… :)


SENİ SEVİYORUM ve benim için varlığın çok ama çok ÖneMli…





Filiz Altıntaş
19 Kasım 2011

16.30

HAYATI YAKALA / POZİTİF YAŞAM - Filiz Altıntaş


Uzak mısın yoksa ona yetişenlerden misin?

Bir düşün istersen; unutamadığın alışkanlıklarını hatırlamaya çalış. Sadece hatırla; ne kadar özelsin bu dünya da; anımsa, gülümse, yaşa ve o yaşamın bir parçası olduğunu kendine kabul et. Sev ve hatırla nasıl başarabildiğini; anlat sevdiklerine o dolu dolu duygusal anıları. Onlar da senin başarını temsil etsin.

Kendini ne kadar önemli ve eşsiz biri olarak algılarsan; kendinin kendin olduğunu varsayarsan;
İşte en büyük sevgi budur.

Belki gelecek de bir yatırımın olabilir. Belki de en büyük alışkanlık vazgeçemediklerimiz olabilir.

Öyleyse, geçen zamanı şimdiden kontrol edelim.

Kendini şimdiden özgür bırak tüm renklerin ahengi ile birlikte. Unutma bütün huzur sensin. Bütün yaşam sensin.

Yaşam için de umutlarınızın, hayallerinizin dış etkenlerle son bulmasına asla izin vermeyin.

Hiç bir güç, siz izin vermedikçe sizi değiştiremez.

Umutlarınızı yıkmadan, yaşadığınızın sadece bir geçiş süreci olduğunun farkına varın.

Zamanla, siz istemeseniz de, her şey rayına girecektir.

Sadece oturup beklemekle bir şeylerin olacağını düşünmeyin.

Beklentilerinize yanıt için onlara inanmanız, istemeniz hatta bu konu da azimli olmanız gerekiyor.

Vakit gelip çatmadan zamanınızı kontrol edin ve planlarınızı yapın.

Fırtınanın gücü ne olursa olsun, eğer ki doğru taraftaysanız ve gerçekten hissediyorsanız, hatta artık inanıyorsanız kendinize, sizi bekleyen bir gökkuşağı mutlaka vardır. Dünya bir ayna gibidir. Siz onu gülümseyerek karşılarsanız, o da size gülümser.

POZİTİF YAŞAM KİŞİSEL GELİŞİM
Filiz Altıntaş
https://www.facebook.com/poztfyasam

Mutlu olmayı tercih et....:)

Mutlu olmayı tercih et... :)

O zaman ne olacak biliyor musun?
Mutlu olmayı tercih etmiş olan diğer insanlar gelip bulacaklar seni….♥ 

Filiz Altıntaş
04 Şubat 2012

"Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır..."

Hiç kimse bildiğinden fazlasını işitmez..
Kimse hissedebildiğinden,
hayal edebildiğinden
ve
düşünebildiğinden fazlasını algılamaz...

Mevlana’M çok doğru demiş…

"Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır..."


Filiz Altıntaş
22 Mart'12

24 Mart 2012 Cumartesi

İyi Seyirler...

SENİM / SENDENİM / SENİNLEYİM..... ♥

SENİM
SENDENİM
SENİNLEYİM ♥

Sevdim… Sadece sevmek için sevdim.. “O” olduğu için, öylece sevdim…Beni tamamladığı için, çoğalttıkça çağıldattığı için sevdim.. Kendim olma özgürlüğümü verdiği için ve sahibi(m) olmadığı(m) için… Sevgi böyle bir şeydi… Sevecekse böyle sevmeliydi insan…

'''Elinde ne varsa hayata dair ,
ötesi hiçbir şey ya da vesair,
hani demiş ya şair; Mutluluğu sende bulan senindir...''''

Ne kusursuz insan aramalı ne de insan da kusur.. İlkini zaten bulamayacağımıza göre, ikincisinde ise bulduğun her kusur, öğrendiğin her ayıp sahibini değil, SANA AİT OLAN SEN’i çirkin kılar.. E bu durumda ne olur? Her iki halde de mutsuz olursun.. Birincisini bulamadığın, ikincisini de bulduğun için mutsuz olursun.. Hem de çok mutsuz olursun.. Bu SEN değilsindir çünkü.. AN’lık bir zaman diliminde egon sana oyun oynamış ve mat etmiştir..

Kendine gelip de aydığında uyanırsın ürkerek!…Aslında bu kendine gelme de; daha ağzından çıkarken OL’maya başlamıştır… Düşünürsün.. Kerelerce düşünürsün…Bu BEN değildim ki dersin…Öfken almış başını şaha kalkmış ve sana ait olmayanlarla istenmeyenleri döküvermişsindir dilinden…O'da aynını yapmıştır.. Ama sen O'nun yaptığıyla değil kendinden dökülenlere bakarsın... O'nun yaptıkları değildir önemli olan, senin kendine olan haksızlığındır, Özünde taşıdığın sevgiye ayıptır tüm yaptıkların ve söylediklerin... Hiçbir yere sığamaz, nefes alamaz, gökyüzün olmadan da maviliğin derinliğinde güneş olup parlayamazsın..

Aklına bir söz gelir derinden, ince ince vurur yüreğine...

"Ya incittiğin, kırdığın gönülü Allah seviyorsa!...
Resulullah seviyorsa!...
Hatta ''Yer ve Gök'' dahi seviyorsa!...
Nereden bileceksin ?.. bilmiyorsunki;
Bilseydin Ödün Kopardı;
Kırmaktan!!!..."

Sonrasında Ego denilen şeyi geldiği yere sevgiyle yollarsın… Tüm bu olanların aslında özünde yine sevgi olduğunu anlarsın ve özür SENDEDİR, SENDENDİR, SENİNLEDİR… Başkasında değil…

Özür dilersin.. Karşıdaki kabul etsin etmesin.. Önemli olan da bu değildir artık zaten.. Sadece özür dilemenin, senin haksız olduğun, karşı tarafın haklı olduğu manasında olmadığını bilirsin çünkü… Sadece ve sadece özür dileyerek KARŞINDAKİ İNSANA VERDİĞİN DEĞERİN, NEFSİNDEN DAHA YÜKSEK ve BÜYÜK OLDUĞUNU ifade edersin böylece…

Çünkü sen zaten sevgisindir… Sadece sevgi ♥

BENİM
BENDEYİM
BENİMLEYİM ♥

Filiz Altıntaş
19 Mart 2011

İyi ki varsın... :)

Kim olduğunu bilmiyorum desem de biliyorum aslında

Nerede doğdun, hangi rüzgârdan geldin, yaşın kaç? 

İyiliksin, güzelliksin insanlığınla, 

bir parça hüzünsün hassaslıklarında..

Mahzende bir içimlik şarabın keyfindesin

tadı asla unutulmayan..

Kim olduğunu bilmeden

ama bir yandan bilerek kendim kadar

Ay ışığının gönlüme vurduğu gölgenden tanıyorum seni

İyi ki varsın...


Filiz Altıntaş

07.06.2011

12.50

İNSAN OLABİLMEK:::

Hayata çeşitli yerlerden bakarız biz insanlar. Kimimiz en tepeden, kimimiz daha aşağıdan…
Kısacası herkes olduğu seviyeden gözlemler hayatı ve hayatın içindekileri.. Kelimeleri dahi kendi bulunduğu seviyedendir.. İletişimde en önemli şey g’öz ve kalp hizasından bakabilmek… Hayata tepeden bakarsan, insanların sadece tepesini görürsün muhakkak ki…
 Önemli olan en yükseklere çıkıp, oralardan seyreylemek değil dünyayı. Mühim olan ne kadar yükselsen de, her şeye yürek mesafesinden bakabilmek.. Yaşamının içerisinde her şey olabilirsin, fakat aslolan o yaşam içinde İNSAN olabilmek…

Filiz Altıntaş

Sen Yeter ki İnan...

Yaşamınız ne dün, ne evvelsi gün, ne de yarın.
Her şey ''bugün''
Umutlarınız, kendi dilekleriniz, mutluluklarınız,
kararlarınız, ümitleriniz, eylemleriniz, duygularınız,
Ve hayata dair ne varsa...
Hepsi ''bugün'' sizinle var olacak.
... Yeter ki dilek kapınızı açık tutun.
O yaşamın en ücra köşesinde bile sizi duyuyor olacaktır.
Bugün hayatın başlangıcı ve
Bugün sizin ilk doğduğunuz gün.
Yeter ki ''bugün'' her gün gibi devam olsun.
Ama asla pes etmeyin.
Onları avucunuzda tutun.
Bir hayal kurun ve gerçekleşmesi için dua edin.
Çünkü ''bugün'' çok farklı bir ''gün'' olacak.
Sen yeter ki inan.

''Bugün'' senin sayende her şey değişecek.♥

POZİTİF YAŞAM KİŞİSEL GELİŞİM
Filiz Altıntaş

Düşüncelerinizin Farkında Olun...

Duygularınızı hissedin, onlarla yüzleşmekten korkmayın.
Acını hisset, utancını hisset, öfkeni hisset…

Ve bu olay karşısında şu AN her ne kadar böyle düşünüyor ve böyle hissediyorsam da, bu düşünceleri serbest bırakıyorum. Beni içsel huzura... taşıyacak düşünce ve duyguları hayatıma seçmeye izin veriyor ve her koşulda huzurda karar kılıyorum, DEYİN.

Düşüncelerin, eylemleri gerçekleştiren enerjiler olduklarını unutmadan, iç sesinizle uyumlanıp, evrensel enerji ile bağ kurup, en temiz niyetlerle kendi enerjinizi de huzurlu enerjilerin seviyesine yükseltin. O zaman hayatınıza mucizelerin gelişini seyreyleyin.

DÜŞÜNCELERİNİZİN FARKINDA OLUN.

MUTLU OLMAK İSTİYORSAN....:)


  1-) GEÇMİŞİ AFFET
2-) DOĞRU NEFES AL
3-) İNSANLAR İÇİN ENDİŞE ETMEKTEN VAZGEÇ
4-) BİR ŞEY YAPMAK İSTİYORSAN YAP VE DENEYİMİ YAŞA,SONRADA ANLAT
...
5-) SAKİN VE HUZURLU OLMAYI SEÇ
6-) ERKEN YAT VE ERKEN KALK
7-) SİGARAYI SEVGİYLE UZAKLAŞTIR
8-) GELECEĞİN İÇİN ENDİŞELENMEKTEN VAZGEÇ
9-) SOSYAL OL VE HAYATIN KEYFİNİ ÇIKART
10-) KİM NE DERSE DESİN KAFAYA TAKMA
11-) HAYATINI KONTROL ETMEKTEN VAZGEÇ VE AKIŞA GÜVEN
12-) HERKES GÜVENDE HER ŞEY YOLUNDA
13-) HER ŞEY EN YÜCE HAYRINA GERÇEKLEŞİYOR...♥

23 Mart 2012 Cuma

İyi ki varsın ve oradasın...

Yaşamını anlamlandıran sensin. Ve herşeyden önce olduğunun farkına varmalısın.. Sistemde ve olduğun boyutta nefes alışın bile binlerce yaratım gerçekleştiriyor. Ve SEN bu mükemmel vizyonda en muhteşem DENGEsin...

Küçüklüğünde edindiğin alı...
şkanlıklar ve büyüdükçe kendine kattığın o kalkanlar sadece korkularından ve bağımlılıklarından kaynaklanıyor. Bunları yaratıp da kendine kattığın gibi geri iteleyecek ve kendini özgürleştirecek olan da sensin. Bence TAM DA ŞİMDİ kocaman bir çığlık at yaşamına. Çığlıklar sadece şaşkınlık ve korku anlarında atılmaz, sen DEĞİŞİM çığlığını at yaşamına.

Ve korkularını, ve bağımlılıklarını bütünleyen o kalkanlarını buharlaştırıp salıver geride kalan anlarına... Hayatının efendisi olmaktansa, yaşamının o eğlenceli oyuncusu OL.. Nefes al gülümseyerek, ve aldığın o nefesi burnundan geri ver yaşamına kattığın öğretilerini bütünleyerek...

Kendini Hatırla ve Unutma:

SEN VARSIN ve ORADASIN. ve İYİ Kİ DE VARSIN, İYİ Kİ DE ORADASIN...♥

22 Mart 2012 Perşembe

Kalbinizin kıyısında kim var?

Bazı insanlar vardır, çok ama çok özeldirler..
Bazı insanlar vardır, büyü gibidirler, değdikleri hayatı cennete çevirirler.. Aranızda, bilmem ne kadar mesafeler, kilometreler, cümleler, şarkılar geçmiş olursa olsun.. Onların varlığı size un...
uttuğunuz ne varsa hatırlatırlar, sımsıcacıktırlar…♥
Dışarıdan bakınca çoğu onlara “zor insansın” der.
Aslında içlerinde başını okşayıp uyutmak isteyeceğiniz küçük bir çocuk saklıdır.
Asla size ait değillerdir, ama hep sizinledirler, bilirsiniz, hissedersiniz…
Ve bu bazı insanlar, en çok ihtiyaç duyduğunuz AN’da ortaya çıkarlar, minicik bir hamleyle sizi, yaşadıklarınızı ve hayatı, kısaca her şeyi yoluna koyarlar…

SİZ, SİZ OLUN ONLARI HEP KALBİNİZİN KIYISINDA SAKLAYIN.... ♥

Filiz Altıntaş
18.02.2012
00.15


21 Mart 2012 Çarşamba

Neye Odaklanırsanız Onu ÇEKERSİNİZ...



Size gerçek bir hikâye anlatacağız.
Bir kadının gözlerinde çaresi olmayan bir hastalık oluşuyor ve kör olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.
Doktorlar hiç bir şey yapamayacaklarını soyluyorlar.
Çok...
kararlı olarak ve duyduklarından hiç hoşlanmayarak kadın,
bu kadar çaresiz kalmasa asla yönelmeyeceği alternatif terapilere yöneliyor.
Bunu yapmayı gülünç buluyor ama içinde bulunduğu çaresiz
durumdan dolayı denemeye karar veriyor.

Sonunda kadın alternatif yöntemler uygulayan bir terapiste gidiyor.
Terapist ondan hayatini ve kendisini anlatmasını istiyor.
Anlatmaya başladıktan sonra birden terapist kadını susturuyor ve
"son 10 dakika içinde tam 15 kez "nefret ediyorum" cümlesini kullandığınızın farkında mısınız? " diyor.

Kadın şoka uğruyor. Pek çok şeyi açıklarken "nefret ediyorum" kelimesini kullandığını fark ediyor...

"Dünyanın gitmekte olduğu halden nefret ediyorum"
"Okullarda çocuklara davranma şekillerinden nefret ediyorum"
"Onu görmekten nefret ediyorum"
"Bunu yapmaktan nefret ediyorum"

Bu onun için gerçekten göz açtırıcı bir deneyim oluyor.
Bunun üzerinde kullandığı kelimeleri değiştiriyor ve yıllar sonra hala mükemmel görebiliyor.

Burada Evrensel Kanunlardan "odaklanma kanunu" devreye giriyor.

Odaklanma kanunu:

Neye odaklanırsak, neye dikkatimizi verirsek onu yaratıyor, onu çoğaltıyoruz.

---Sakınmaya çalıştığımız şey yerine elde etmeye çalıştığımız pozitife odaklanmak çok önemli.
Örneğin asla yaşlanmamaya odaklanmayın, bunu yaparsanız kısa surede yaşlanacağınız kesin.
Bunun yerine sağlıklı, enerjik ve genç olmaya odaklanın, dikkatinizi bunlara verin.

---Kullandığımız kelimelere dikkat etme konusunda çok ilginç bir takım bilgiler var,
öyle ki "-sız" takısı ile biten kelimeleri bile literatürünüzden çıkarın.
Örneğin "sınırSIZ bolluk istiyorum" derken, aslında bilinçaltınızın anladığı sınırlı bolluk.
Bir başka örnek de "kolay, çabasız ve eğlenceli bir ilişki istiyorum" derken
aslında kolay, çaba gerektiren ve eğlenceli bir ilişki çekiyorsunuz
çünkü "çaba" kelimesinden sonraki "sız" eki onu olumsuz hale getiriyor
ve bilinçaltınız bu kelimeyi caba olarak isleme sokuyor.
Bunun yerine "kolay ve eğlenceli bir ilişki istiyorum" demeniz
ve bunu düşünmeniz, böylesi bir ilişkinin size gelmesini çok daha kolaylaştırıyor.

---Ağzınızdan çıkan kelimelere dikkat etmeye çalışın.
Yakınlarınıza söylediklerinize dikkat etmelerini rica edebilirsiniz.
En çok neler soyluyorsunuz, ne tür kelimeler, deyimler, sıfatlar kullanıyorsunuz...

"Binlerce kilometrelik bir yola çıkmak için önce bir adım atmak gerekir" deyişinden yola çıkarak,

1- Küçük, sevimli bir defter alın ve her sabah şükrettiğiniz 5 şeyi bu küçük deftere yazın...

Her şeyi yazabilirsiniz...
Örnek: "görebildiğim için, akşama yiyeceğim olduğu için, kuşların seslerini duyabildiğim için"...siz bu çalışmayı yaptıkça neler neler bulacaksınız şükredecek... Ve şükretme enerjisi Evrene en doğrudan "bunlardan daha fazla istiyorum" demektir ve Evren sizi çok rahat duyabilecektir.

2- Her gün yakın çevrenizden veya hiç tanımadığınız insanlardan
(dükkânlarda servis verenler, dolmuş şoförü, simitçi)
2 kişiye onları iyi hissettirecek bir şeyler söyleyin...
Bu kişiler ne kadar tanımadığınız kişiler olurlarsa o kadar iyi.. ve verdikleri tepkiyi izleyin...

3- Beğendiğiniz şeyleri insanlara ifade edin, teşekkür etmeyi alışkanlık haline
getirin...
Gıda ürünleri satılan bir dükkâna girdiniz ve mesela çok temiz buldunuz,
"ne kadar temiz bir dükkân, çok hoşuma gitti" deyin...

4- Söylediklerinize dikkat etmeye başlayın.
Ağzınızdan çıkanlara önem verin. Sözlerinizi, cümlelerinizi fark edin.
Bunun için etrafınızdan da yardım isteyebilirsiniz.
Onlar sizi dışarıdan bir göz olarak çok iyi gözleyebilirler.
İnsanoğlu kadar kendisine kör bir başka varlık yoktur bu dünyada


Sevgi ile kalın...

Filiz Altıntaş ♥

17 Mart 2012 Cumartesi

Bu yol sevgi yoludur...

Gözlerin bakmasını bildiğinde, her şeyin sana yakın olduğunu , daha ulaşılabilir ve daha mantıklı göründüğünü iyi biliyorsun. Her şey ama her şey senin için, senin içinde hissettiğin şekliyle orijinal. Gökyüzü sen istediğin için mavi ve bulutlu, ya da istediğinde yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor. Her şey senin bakış açınla anlam kazanıyor, seninle yoluna devam ediyor, seninle beraber yoğunlaşıyor.

Hayatının anlamı tamamen senin içinde. Bulunduğun yol ayrımı senin için , sen öyle istediğinden bu kadar önemli. Ona önemini yükleyen ise senin öz sesin. Hatta bazen o kadar yüksek çıkıyor ki bu ses, sen bile dönüp arkana bakıyorsun. Acaba benden başka, beni taklit eden biri var mı, bu o mu diye ? Cevabı varsa da onu yaratan sensin, yoksa da gene sen öyle istediğin için. Gücün senin hayal ettiğinin çok üzerinde. Bunu zaman zaman sesli olarak ifade ettiğini biliyorum, ama bu sadece dudağından dökülen kelimelerin ötesine geçmiyor oysa, ya yüreğin ???

Herkes bir şekilde bu ikilemi yaşıyor işte. Bu oyunun kuralı. Hem de belki en kritik olanı. Sadece kapını, iç kapını, sevgi kapısına dönüştürüp de bak içeriye. İçeriden sana gülümseyen yüzün, o içindeki çocuğun aslında anlatmak istediğine, onun gözlerine bak ve öz'üne...

Ancak bunları tam olarak gerçekleştirdiğinde, bu yol ayrımı senin için birşeyler ifade edecek unutma! Oysa şu an zihninde canlanan ise bunun ancak bir kısmı senin için, bütüne ulaşmak ise asıl yol ayrımının anlamı senin için. Belki bunları rüya kabul etmekten vazgeçme zamanı bu. Senin zamanın , senin tik takların, yelkovan doğru zamanı gösterdiğinde güzel bir buse ile uyan bu rüyadan. Her şey, uyandığında hangi aynayı nasıl yorumlayacağına bağlı...Geleceğinin aynası geçmişinin aynası olabilir, özünün aynası da...

Karar senin, ama senin ÖZ'ünün. Bu yol sevgi yolu unutma. Bırak ruhun hak ettiği sevgiyi alsın. Ve beslensin onunla...

Sevgiyle....


Filiz Altıntaş
13 Nisan 2003

Eğer...

Eğer, hayata yaktığın ışığın büyümesini istiyorsan,
Eğer, ödülünün güzellikler olmasını istiyorsan,
Eğer, zorlukları yenip içindeki gücün ortaya çıkmasını istiyorsan,
Eğer, sağlığının yerinde olmasını istiyorsan,
Eğer, insanların sana güler... yüzlü olmasını istiyorsan..HADİ GÜLÜMSE...
Gülümse ki etrafını sevgi ışığı sarsın.
Ama tüm bunlar için önce KENDİNE GÜLÜMSE..

"Güzellikler Dolu Bir gün Olsun" :)) ♥

15 Mart 2012 Perşembe

Merhaba

Dil, Realitemizi oluşturan en önemli araçlarımızdan birisidir. 21 gün - 1 Ay aralığında yapılan pozitif olumlamalar, içsel egomuzun ve inanışlarımızın yerini alarak yaydığımız titreşimleri değiştirecek ve hayatımızda realiteye dönüşecektir. Ayrıca, bilinçaltınızda yeni ve yapıcı düşünce şablonu oluşturmanıza da yardım edecektir. İçinde bulunduğunuz maddi şartlar, sosyal şartlar, ailevi şartlar, ül...ke şartları ve ruh durumunuz ne olursa olsun içsel sesinizi değiştirdiğiniz anda yaşadığınız dünyanın değiştiğini görebileceksiniz. Bu anlamasının zor olduğunu biliyorum. Bu yüzden Çekim yasası ve Kuantum düşünce bölümlerimizde vakit geçirmenizi ve farkındalığınızı arttırmanızı öneriyorum.

Önemle belirtmek isterim ki Gün içinde söylediğiniz sözlerin, dinlediğiniz şarkıların, verdiğiniz tepkilerin hayatımıza direkt etkileri vardır.

"Biz adam olmayız"
"Çok şansızım"
"İlişkilerim hep aynı"
"Çok Sakarımdır"

İşte çoğu insan farkında olmadan klişeleşmiş bir takım sözcükler seçiyor. Söyledikleri bu cümleler gayri ciddi ve espri olsa bile bilinçaltları bunu bir emir olarak algılayıp realiteye dönüştürmek için çalışmaya başlıyor. Bilinçaltımızın bu mükemmel sadakatini maalesef olumsuz şeyleri hayatımıza çekmek için kullanıyoruz...

Yani sorunları olduğu için mi söz ettiklerini, yoksa sorunlardan söz ettikleri için mi sorunların içinde olduklarını bilmeden !

SÖZ, bir enerji paketçiği ve düşüncenin somutlaşmış şekli olarak hayatımızda çok dikkat çekici etkiler yapar. Çevremizi ve hayatımızı değiştirebiliriz.

Bunun en iyi yöntemi de BİLİNÇLİ OLUMLAMADIR

Olumlamalar, rastgele hazırlanamaz. Kelimesi kelimesine özenle seçilmelidir. "Olacak, yapacak", "istiyorum", "Her şeye rağmen" gibi kelimeler KULLANILMAMALIDIR