2 Nisan 2012 Pazartesi

ERTELEMEYİN HAYATI...

Hangimizin seneti var ne kadar yaşayacağına dair? Hangimiz eminiz sabah çıktığımız evimize akşam döneceğimize? Hangimiz biliyoruz bir önceki telefonda kalbini kırdığımız kişiden, bir dahaki görüşmede özür dileyebileceğimizi? Hangimiz pişman değiliz hiçbir yaptığımızdan?

Ertelemeyin hayatı. Bırakın hayatınız, her rengini cesurca göstersin, bırakın kanasın dizleriniz, düşün ve her şeyin bittiği yerde tekrar başlayın yaşamaya. Bırakın içinizdeki çocuk çığlıklar atarak dolaşsın sokaklarda. Yeter ki pişmanlıklar dizi dizi sıralanmasın karşınızda. Deneyin ve yanılın gerektiğinde! Ama en azından öğrendim diyebilin, teşekkür edebilin yanlışlarınıza. Yaşadığınız hiçbir anı geriye saramazsınız. Uçar gider ellerinizden ve bir bakarsınız her şeye çok geç kalmışsınız. Geç kalmadan tutun! Ellerinizde....

Bırakın terkeden vefasız sevgili sıfatındaki, hayatın kendisi olsun, siz değil. “Bir tebessüm bile anlatmaya yeterken her şeyi, içinizi dolduran duygular içinizde kalmasın”. Korkmayın ayaklarınızın yere basmamasından! Korkmayın değişen yeni yüzünüzden, aramayın aynada eski yüzünüzü. Şaşırmayın şarkılar daha bir güzelleştiyse, mutlu uyanmaya başladıysanız. Sonunun nereye gittiğini bilmediğiniz yollarda ilerlemekten çekinmeyin rehberiniz yüreğinizse eğer...

Bırakın düşünmeyi, ilersini, öğrenin içinizde bulunduğunuz AN‘ın güzelliklerini, iliklerinize çekmeyi. ”Dünün” hesapları ve pişmanlıkları, ”yarının” endişe ve korkularıyla ziyan etmeyin bugünü. Elinizde 24 saat var yalnızca. Unutun diğer zamanları. Her yeni günü bir ömür kabul edin bakalım o zaman ne diyecek diliniz, bakalım öfkeniz eskisi kadar uzun sürecek mi? Akacak mı eskisi kadar göz yaşlarınız? Kurallara ve sınırlara aldıracak mısınız?

Unutmayın hayatta size verilen en pahalı doğum günü hediyesi “KENDİNİZSİNİZ”.... İyi bakın kendinize...

VE ERTELEMEYİN HAYATI.... 

Sevgiyle...<3
Filiz Altıntaş

(Nisan'2003)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder